Göçmenlik Avukatı

İstanbul Hukuk Avukatları

Göçmenlik avukatı ne demek?

Göçmenlik avukatları, müvekkillerini idare mahkemelerinde temsil eder veya göçmenlikle ilgili yasal hakları ve yükümlülükleri hakkında müvekkillerine danışmanlık yapar. Göçmenlik avukatları, büyük hukuk bürolarında, göç hukuku üzerinde ustalaşmış olan daha küçük bürolarda, devlet kurumlarında ve kâr amacı gütmeyen kuruluşlarda çalışır.

Göçmenlik hukuku nedir?

Göçmenlik hukuku; vize, ikamet, vatandaşlığa kabul ve diğer prosedürler için uluslararası anlaşmalara uygun olarak başka bir ülkeye göç ederken uyulması gereken kurallardan oluşur.

Mülteci hukukunun en önemli metni nedir?

Uluslararası mülteci hukukunun en önemli metni, 1951 Mülteci Sözleşmesi ve bu Sözleşme’ye dair 1967 tarihli Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Protokol’dür.

Mülteci hukukunun kaynakları nelerdir?

Uluslararası alanda mülteci hukukuna ilişkin temel belgeler; 1951 Cenevre Sözleşmesi ve 1967 Protokolü’dür. 1951 Mülteci Sözleşmesi’ne ve/veya 1967 Protokolü’ne taraf devletlerin bakanlar toplantısında 2001 yılında kabul edilen beyannameyi ve BM Genel Kurulu tarafından 1967’de kabul edilen Devlete Sığınmaya İlişkin Beyanname’yi de BM’nin öncülük ettiği bağlayıcı olmayan belgeler olarak ekleyebiliriz. Bölgesel düzeyde doğrudan mültecileri konu alan çeşitli antlaşmalar ve devletlerin iç hukuklarında benimsedikleri çok taraflı beyannameler bulunmaktadır. 1969 tarihli Afrika’daki Mülteci Sorunlarının Özel Yönlerini Düzenleyen Afrika Birliği Örgütü Sözleşmesi, Cartagena Mülteciler Bildirisi, Asya-Afrika Mültecilere Karşı Muameleye İlişkin İlkeler bu belgelere örnek olarak verilebilir.

1951 Cenevre Sözleşmesi nedir?

1951 Cenevre Sözleşmesi, uluslararası düzeyde mültecilere özgülenmiş tek çok taraflı antlaşmadır. 28 Temmuz 1951 tarihinde Cenevre’de imzalanmıştır. Sözleşme’de mülteci statüsü, sığınma hakkı almış kişilerin hakları ve sığınma hakkı veren ülkelerin sorumlulukları tanımlanmıştır. Türkiye, 1951 Cenevre Sözleşmesi'ne 1961 tarihinde taraf olmuştur. 1951 Cenevre Sözleşmesi’ne ek 1967 Protokolü'ne de 1968 yılında katılmıştır. Ve Sözleşme’ye taraf olurken, coğrafi sınırlama şerhi koymuştur. Bu şerh sayesinde Avrupa ülkeleri dışından gelen sığınmacılara, mülteci statüsü verilmemektedir.

Tamamlayıcı koruma nedir?

Tamamlayıcı korumaya ikincil koruma da denmektedir. Mülteci ya da şartlı mülteci statüsüne girmeyen ancak vatandaşı olduğu ya da geldiği ülkeye geri gönderilemeyen kişilere sağlanan korumadır. YUKK madde 63’te ikincil koruma şu şekilde açıklanmıştır:

“Mülteci veya şartlı mülteci olarak nitelendirilemeyen, ancak menşe ülkesine veya ikamet ülkesine geri gönderildiği takdirde;

a) Ölüm cezasına mahkûm olacak veya ölüm cezası infaz edilecek,

b) İşkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye maruz kalacak,

c) Uluslararası veya ülke genelindeki silahlı çatışma durumlarında, ayrım gözetmeyen şiddet hareketleri nedeniyle şahsına yönelik ciddi tehditle karşılaşacak, olması nedeniyle menşe ülkesinin veya ikamet ülkesinin korumasından yararlanamayan veya söz konusu tehdit nedeniyle yararlanmak istemeyen yabancı ya da vatansız kişiye, statü belirleme işlemleri sonrasında ikincil koruma statüsü verilir.’’

Sığınmacı tanımı nedir?

Mülteci olarak uluslararası koruma arayan ancak statüleri henüz resmi olarak tanınmamış kişilere sığınmacı denir. Bir ülkeye sığınan kişilerdir. İkincil koruma, geçici koruma, göçmen ya da mülteci statüsüne girebilirler.

Ülkeler mültecileri kabul etmek zorunda mı?

Mültecilere tanınan en büyük hak, geri göndermeme ilkesidir. 1951 Mülteci Sözleşmesi çerçevesinde devletlerin mültecileri; ırkı, dinî, tabiiyeti belirli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatı ya da özgürlüğü tehlike altında olacak ülkelere göndermeme yükümlülüğü bulunmaktadır.

1951 Mülteci Sözleşmesi’nin 32 (1). Maddesinde de şu şekilde açıklanmıştır: “Taraf Devletler, ülkelerinde yasal olarak bulunan bir mülteciyi, ulusal güvenlik veya kamu düzeni ile ilgili sebepler dışında sınır dışı etmeyeceklerdir”. Bu hüküm mülteciler için sınır dışı edilmemeyi bir hak olarak ortaya koymuş ve ulusal güvenlik ve kamu düzeni ile ilgili sebepleri istisna olarak belirtmiştir.

2.1.6. Mültecilerin korunmasına ilişkin uluslararası kanunlar nelerdir?

  1. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi
  2. 1951 Cenevre Sözleşmesi
  3. 1990 Tüm Göçmen İşçilerin ve Aile Fertlerinin Haklarının Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme

Geri göndermeme ilkesi nedir?

Geri göndermeme ilkesi, mültecilerle ilgili koruyucu bir şemsiye ilkedir. 1951 Cenevre Sözleşmesi madde 33/1’de geri göndermeme ilkesi şu şekilde açıklanmıştır: “Hiçbir taraf devlet; bir mülteciyi, ırkı, dinî, tabiiyeti, belirli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatı ya da özgürlüğü tehlike altında olacak ülkelerin sınırlarına, her ne şekilde olursa olsun geri göndermeyecek veya iade etmeyecektir.”

YUKK madde 4’te de “Hiç kimse, işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulacağı veya ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatının veya hürriyetinin tehdit altında bulunacağı bir yere gönderilemez.’’ ifadesiyle geri göndermeme ilkesi açıklanmıştır. Geri göndermeme ilkesi, AİHM kararlarında, AİHS’nin 3. maddesi kapsamında değerlendirilmektedir.

Şartlı mülteci ne demek?

6458 sayılı “Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu” madde 62’ye göre şartlı mülteci; Avrupa ülkeleri dışında meydana gelen olaylar sebebiyle; ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşüncelerinden dolayı zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkenin korumasından yararlanamayan, ya da söz konusu korku nedeniyle yararlanmak istemeyen yabancıya veya bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korku nedeniyle dönmek istemeyen vatansız kişiye statü belirleme işlemleri sonrasında verilen statüyü ifade eder.

Geri itme ne demek?

Mültecilerin ve/veya sığınmacıların, devletin sınırlarına varmadan veya sınırlarını geçtikten sonra devletlerin geri göndermek amacıyla uyguladığı insanlık dışı ve aynı zamanda geri göndermeme ilkesini ihlal eden eylemlerine geri itme denmektedir. İnsan haklarını yok sayan geri itme eylemleriyle, mülteciler ve sığınmacılar zorla geri gönderilmeye çalışılmaktadır. Zaman zaman da mülteci ve/veya sığınmacılar, botlarının batırılması ve ateşli silahlarla müdahale gibi yaşamı tehdit eden eylemlerle karşılaşmaktadır.