İdari mahkemelerde ve diğer tüm yargılama faaliyetlerinde avukat tutma zorunluluğu bulunmamaktadır ancak idari mahkemelerdeki dava ve diğer takip işlemleri ciddi sonuçlar doğurabileceğinden profesyonel olarak bir avukattan destek almanız yararlı olabilir.
İdari dava avukatları, müvekkillerinin idare hukuku alanındaki hak ve menfaatlerini gözeterek onların idareler ile uyuşmazlıklarında; idare mahkemelerinde, idari işlemlerle ilgili iptal davası ve idari eylemlerle ilgili tam yargı davası açar, dava ile ilgili dilekçeleri hazırlar, vergi mahkemelerinde dava ve takip işlerini yürütürler ve diğer tüm idari uyuşmazlıklarda hukuki hizmet temin ederler.
İdare mahkemesinde dava süreci açılan davanın türüne göre değişiklik gösterebilir; eğer bir idari işlem için iptal davası açıldıysa idare mahkemesi bu idari işlemin; yetki, şekil, konu, maksat, sebep gibi unsurlarını inceleyerek idari işlemin iptal edilip edilmeyeceğine karar verecektir.
Şayet bir idari işlem veya eylemden dolayı hak ileri süren kişi maddi veya manevi zarara uğramışsa bu durumda da tam yargı davası açılacak ve idare mahkemesi bu davada kişinin uğradığı maddi ve/veya manevi tazminatı tespit ederek karar verecektir. Her iki durumda da mahkemeler yargılama boyunca 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nu esas alarak dava sürecini yönetecektir.
İdare mahkemeleri tarafından verilen ara kararlar yargılamanın işleyişine ilişkin olup bu kararlar genellikle usul işlemlerini esas alır. Davayı sonuçlandırmayıp aksine davanın devam etmesi için gerekli nitelikteki kararlardır, dava mahkemenin ara kararından sonra görülmeye devam eder.
İdare mahkemelerinde dava süreci dava dilekçesinin verilmesinden sonra dilekçe üzerinde dava şartları ve diğer hususlar üzerinde ilk incelemelerin yapılması ardından karşılıklı dilekçelerin tebliği ve cevap verilmesi aşamasına geçilir bu aşamadan sonra ise duruşma yapılmasına ilişkin şartlar oluşmuşsa duruşmalar görülür, son aşama olarak dosya mahkeme tarafından incelenir ve bir karara bağlanır.
İdare mahkemelerinde dava harcı, dava çeşidine ve değerine göre değişmekle birlikte 2022 yılında idare ve vergi mahkemelerinde yeni açılan bir davada harç ve posta masraf toplamı 350 TL ile 775 TL arasında değişmektedir, ayrıca tam yargı davalarında ise dava değerine göre değişen oranlarda peşin harç alınmaktadır. Harç ve masraf miktarları hakkında daha detaylı bilgi almak için Adalet Bakanlığı Bilgi ve İşlem Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan çizelgeye bakabilirsiniz.
Bölge idare mahkemesi kararları, kararın ilgili idareye tebliğinden itibaren 30 gün içinde uygulanmalıdır.
İdari dava dosyası, mahkeme tarafından verilen gerekçeli karar taraflara tebliğ edilip, kesinleştikten ve kesinleşme şerhi çıkarıldıktan sonra kapanmaktadır.
İdare Mahkemesi kararları, gerekçeli kararda belirtilen süre içerisinde karara itiraz edilmemesi halinde veya itiraz edildiği durumlarda itiraz mercinin kararı hukuka uygun bularak kararı onaması durumunda kesinleşir.
Taraf olduğunuz bir dava dosyası, davanın en başından beri tarafıysanız dosya tevzi edildikten yani dava açılırken ilgili mahkeme veya hukuk dairesine sistem üzerinden gönderildikten sonra e-devlette görüntülenebilir. Eğer davaya sonradan taraf olarak eklendiyseniz mahkeme kalemi tarafından UYAP sistemine eklendiğiniz anda dosya e-devletten görüntülenebilecektir.
İdare mahkemeleri ve Danıştay’da dava açma süresi 60, vergi mahkemelerinde ise 30 gündür. İdari yargılama usulü kanununda yapılan son değişikliklerle dava açma süresi değil idarenin kendisine yapılan başvurulara cevap verme süresi kısaltılmıştır.
Dava konusu olacak idari işlemin yapıldığı yerdeki görevli mahkemede açılabilir, özel kanunlarda öngörülen yetki durumlarında farklılıklar bulunabilir.
İdari işlemlere karşı açılacak davalarda 60 günlük dava açma süresi, işlemin tarafınıza bildirim(tebligat) yapılmasının ardından başlar.
İdari bir davanın ne kadar süreceğine ilişkin kesin olarak bir belirleme yapmak mümkün değildir. İdari davaların yargılama süreleri açılan davanın türüne, davanın konusuna, davaya konu olan idari işlemin çeşidine veya idari eylemin özelliklerine göre değişmektedir. Bunun dışında yargılama süresini belirleyen birçok unsur bulunmaktadır. Nitekim belirttiğimiz üzere idari davanın ne kadar süreceği ile ilgili net bir bilgi vermek mümkün değildir.
İdare mahkemeleri uyuşmazlıklarla ilgili olarak dava ve cevap dilekçelerinin verilmesinin ardından ilk inceleme yapar ve dava şartlarının sağlanıp sağlanmadığını kontrol eder, genellikle dosyayı duruşma yapmadan dilekçeler üzerinden ve diğer delilleri inceleyerek, istenmesi ve şartların oluşması hallerinde duruşmalı olarak olayları ele alır ve tüm bu aşamaların sonunda karar verir.
İdare mahkemelerinde duruşma yapılma şartları ve usulleri İYUK 17. ve 18. maddesinde belirtilen esaslar çerçevesinde belirlenmiştir. İdari mahkemelerde açılan iptal ve değeri 25.000 TL’yi aşan tam yargı ve vergi davalarında tarafların istemi üzerine duruşma yapılabilir. Temyiz ve istinaf aşamasında duruşma yapılması tarafların istemine ve mahkemenin duruşma yapılmasına karar vermesine bağlıdır. Duruşma isteği dava dilekçesi ve cevap, savunmalarda belirtilebilir.
İdare mahkemesi kararları, gerekçeli kararda belirtilen süre içerisinde karara itiraz edilmemesi halinde veya itiraz edildiği durumlarda itiraz mercinin kararı hukuka uygun bularak kararı onaması durumunda kesinleşir. Bölge idare mahkemesi (istinaf) kararları ne kadar sürer, kaç günde sonuçlanır *2022? Bölge idare mahkemelerinde görülen dosyalar tekemmül (dosyanın karar verilmeye hazır hale gelmesi) etmesinden itibaren en geç 6 ay içinde sonuçlandırılmalıdır, karara bağlanan dosyalarda ise kararın ilgili idareye tebliğinden itibaren 30 gün içinde karar idare tarafından uygulanmalıdır.
Bölge idare mahkemelerinin bütün kararları kesin değildir başka bir deyişle bölge adliye mahkemelerinin sadece temyize elverişli olmayan kararları kesindir. İlgili hukuk veya vergi dava dairelerinin kararların kesin olarak verilip verilmediği kararın hüküm kısmının sonunda yer almaktadır.
İdare mahkemeleri tarafından verilen ara kararlar yargılamanın işleyişine ilişkin hakimin yargılamayı sağlıklı bir şekilde devam ettirebilmesi için gerekli olup bu kararlar genellikle usul işlemlerini esas alır. Davayı sonuçlandırmayıp aksine davanın devam etmesi için verilmesi gereken nitelikteki kararlardır, dava mahkemenin ara kararından sonra görülmeye devam eder.
İdari mahkemelerde genellikle davalara kurul halinde bakılır ve her kurulda 3 hakim olur, istisnai olarak bazı davalar tek hakimli görülebilir.
Bölge İdare Mahkemesi kararlarına karşı itiraz mercii Danıştay’dır. Yani Bölge İdare Mahkemesi karar verdikten sonra bu karara karşı ancak Danıştay’a başvurulabilir fakat Bölge İdare Mahkemelerinin tüm kararlarına karşı temyiz yoluna (Danıştay’a) başvurulamaz sadece bazı kararlar temyiz edilebilir.
Dosyanın birime gönderilmesi dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye sevk edilmesi anlamına gelir, dava açıldıktan sonra dava dilekçeniz ve diğer evraklar hem fiziki olarak hem de elektronik ortamdan UYAP Portalı ile ilgili birime gönderilirler. Dava dosyası bazı durumlarda davaya bakan mahkeme dışında farklı mahkemelerden de istenebilir bu durumda da dosyanın farklı bir birime gönderilmesi söz konusudur günümüzde farklı birime gönderim genellikle elektronik ortamda sağlanmaktadır.
İdari mahkemeler; İdare Mahkemeleri, Vergi Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri ve Danıştay’dır.
Karar düzeltme, temyiz mercilerinin kararlarına karşı bir itiraz yolu olmakla birlikte hukuk sistemimizde istinaf mahkemelerinin göreve başlamasının ardından bu itiraz yoluna başvuru artık mümkün değildir fakat istinaf mahkemelerinin göreve başlamasından önce temyiz edilmiş kararlar için karar düzeltmeye başvurulabilmektedir. Karar düzeltme taleplerine karşı verilecek olan cevaplarda Asliye Hukuk ve Sulh Hukuk Mahkemesi kararları için 15 gün, İcra Hukuk Mahkemesi kararları için 10 gün ve son olarak İdare ve Vergi Mahkemesi kararları için 30 günlük süreler belirlenmiştir.
Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının idareye tebliğinden itibaren en geç 30 gün içinde idare, mahkeme kararını uygulamaya mecburdur.
Eğer idari davayı bir avukattan yardım almadan takip ediyorsanız dava açıldığı esnada tarafınıza verilen dosya esas numarası ile fiilen davanın görüldüğü mahkeme kaleminden dosyayı inceleyerek takip edebilir bunun yanı sıra E-Devlet şifreniz ve T.C Kimlik Numaranız ile UYAP Vatandaş Portalı üzerinden dava dosyasına eklenen evraklara göz atabilirsiniz şayet davayı bir avukat yolu ile takip ediyor iseniz avukatınız vasıtası ile dava süreci hakkında bilgi alabilirsiniz
İdare mahkemelerinde mahkeme süreci, davacı tarafından dava dilekçesinin verilmesinden sonra dilekçe üzerinde dava şartları ve diğer hususlar üzerinde mahkemenin ilk incelemelerde bulunması ve karşılıklı dilekçelerin verilmesi aşamasına geçilir bu aşamadan sonra ise duruşma yapılmasına ilişkin şartlar oluşmuşsa duruşmalar görülür, son aşama olarak iddia ve savunmalar mahkeme tarafından incelenir ve bir karara bağlanır.
İdare mahkemesinde dava, dava konusu idari işlemi veya idari sözleşmeyi yapan idari makamın bulunduğu yerdeki idare mahkemesinde açılır. İYUK m.32/1 de yetkili mahkeme açıkça belirlenmiştir.
Eğer bulunduğunuz yerde bir idare veya vergi mahkemesi bulunmuyor ise dava dilekçesini orada asliye hukuk hakimliğine vererek dava talebinizi ileri sürebilirsiniz.
Herhangi bir idari işlem veya eyleme karşı bölge idare mahkemesine direkt olarak dava açılamaz, bölge idare mahkemesi vergi ve idare mahkemelerinin kararlarına karşı bir itiraz mercii olarak görev yapar, istinaf başvurusu ise kararı veren idare veya vergi mahkemesinin bağlı bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine kararın tarafınıza tebliğinden itibaren 30 gün içinde yapılmalıdır.
Bakanlık işlemlerine karşı açılacak olan davalarda eğer idari işlem düzenleyici bir işlem ise iptal davası Danıştay’da açılacaktır fakat bakanlığın merkez teşkilatı tarafından gerçekleştirilmiş bir bireysel işlemse bu bakanlığın yer aldığı Ankara İdare Mahkemeleri yetkilidir. Bakanlıklara bağlı taşra teşkilatı tarafından yapılmış olan idari işlemlerde ise bu teşkilatın bulunduğu yer idare mahkemesi yetkilidir.
İdare tarafından size yazılı bildirim (tebligat) yapılmasının ardından vergi mahkemelerinde 30, idare mahkemelerinde veya Danıştayda 60 gün içerisinde dava açmanız gerekir. Bu süreler dışında özel kanunlarda düzenlenen dava açma süreleri de vardır. Eğer dava konusu idari işlemin; iptali, durdurulması, değiştirilmesi, geri alınması gibi talepler için idari makamlara başvurulmuşsa idari makamlar bu başvuruya 30 gün içinde cevap vermezse veya başvuruyu reddederse dava açmak için belirlenen, idareye başvuru ile durmuş olan 30 ve 60 günlük dava açma süreleri tekrardan işlemeye başlar ayrıca tebliğ tarihinden idareye başvuru tarihine kadar geçen süre de dava açma sürelerinden düşülür.
Dava açma süresi, dava konusu edilecek olan idari işlemin tarafınıza yazılı olarak bildiriminden (tebliğinden) itibaren başlamaktadır. İdari davada dava açma süresi geçerse (60 gün içinde dava açılmazsa) ne olur? İdari davalarda, dava açmak için tarafınıza verilen süre hak düşürücü süre niteliğindedir kısaca açıklamak gerekirse idari davalarda dava açma süresi geçerse idari işlem veya eyleme karşı iddia etmiş olduğunuz hak mahkeme tarafından dikkate alınmaz, davayı açmış olsanız bile mahkeme ilk inceleme aşamasında bu sürenin geçtiğini göz önüne alarak davanızın reddine karar verecektir.
Savcılık kurumu idari yargı içerisinde sadece Danıştay’da yer almaktadır, Danıştay’da savcılar ilgilendikleri dosyalar hakkında görüş bildirmekte ve görüşlerine kararlarda yer verilmektedir. Danıştay’da görüş bildiren savcıların görüşleri bağlayıcı olmamakla birlikte mahkeme tarafından göz önünde bulundurulmaktadır. Bu noktada savcıların idari yargıda dava açma gibi bir yetkileri olmadıkları gibi adli yargı kolunda ceza yargılamasında ise cumhuriyet savcıları soruşturma aşamasında delilleri değerlendirerek, suç işlenip işlenmediği hakkında bir kanaate varmak için araştırma yapmakla görevlidir, eğer şüpheliye atılı suçun şüpheli tarafından işlenildiği hakkında ciddi bir kanıya varırlarsa ancak o zaman şüpheli hakkında kamu davası açılması için talepte bulunabilirler ve savcının dava açılması için talepte bulunabilmesi bir süre ile sınırlandırılmamıştır.
Mahkemede açılmış olan bir davanın ne kadar süreceği ile ilgili net bir bilgi vermek mümkün değildir, mahkeme sürecinin ne kadar süreceği açılan davanın çeşidine, davanın konusuna ve muhteviyatına göre değişmektedir bu sebeplerden dolayı mahkeme sürecinin ne kadar zaman alacağı her davada farklılık göstermektedir.
Bir idari işlemin iptaline ilişkin davada yargılama süresi tam olarak belirli değildir. Bu süre idari işlemin niteliğine, çeşidine, özelliklerine, unsurlarında bulunan eksikliklere göre değişmektedir, bunun dışında yargılama süresini belirleyen birçok unsur bulunmaktadır. Nitekim belirttiğimiz üzere idari işlemin iptali davasının ne kadar süreceği ile ilgili net bir bilgi verebilmek mümkün değildir.
İdari işlemlerin iptaline ilişkin dava açma süresi, idare tarafından gerçekleştirilen idari işlemin tarafınıza tebliğinden itibaren başlar ve bu dava açma süresi idare mahkemelerinde 60, vergi mahkemelerinde 30 gündür.
Bir idari işlemin iptali için açılacak olan davada adli yargı ve idari yargıdaki tam yargı davalarından farklı olarak menfaat ihlali şartı aranmaktadır, menfaat ihlali şartına “subjektif dava ehliyeti” de denilmektedir. Menfaat ihlali şartı dava açma ehliyeti olarak dava şartları içerisinde değerlendirilmektedir. Bireysel işlemlere karşı açılacak olan iptal davalarında bu menfaat ihlalinin “güncel”, “meşru” ve “kişisel” olması şarttır. Bu şartların dışında idari yargıda dava açabilmek için Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda ve Türk Medeni Kanunu’nda yer alan dava açma ehliyeti şartlarının da bulunması gerekir.
İptal davasının başlıca özellikleri şunlardır: İptal davasına esas teşkil eden işlem idarenin tek taraflı işlemleridir, idarenin haksızlık teşkil eden eylemleri iptal davasına konu olamaz. İptal davasının amacı, idari işlemin ilgililerini idarenin hukuk kurallarına aykırı işlemlerine karşı koruma altına almaktır. Bir idari işlemin iptaline karar verildiği zaman bu işlem bütün hüküm ve sonuçlarıyla birlikte hukuk aleminden silinir. İptal davası, objektif nitelikte bir davadır yani verilen karar sadece idare ve davacı arasında değil, herkes için hüküm ve sonuç doğurur. İptal davası açmak için menfaat ihlali, gerekli ve yeterlidir. Menfaat ihlali dışında diğer dava şartlarının da oluşması gerekir. İptal davası işlemi yapan kişiye karşı değil, işlemin kendisine karşı açılır bu nedenle davalı, işlemi yapan kurumdur.
İdari işlemin geri alınması, işlemi yapan idare tarafından işlemin “yetki, şekil, sebep, konu, maksat” unsurlarından herhangi birinde veya birkaçında eksiklik bulunması nedeniyle hukuka aykırı olarak tesis edilen işlemin idare tarafından yapılan yeni bir işlem ile ortadan kaldırılmasıdır. Başka bir deyişle idari işlemin geri alınmasında, işlem idari makam tarafından bu makamın kendi iradesiyle işlemin yapıldığı tarihten itibaren etkileriyle birlikte hukuk aleminden çıkarılmaktadır.
Düzenleyici işlemlere karşı açılan iptal davaları, düzenleyici işlemi tesis eden idari makama ve düzenleyici işlemin uygulanacağı yere göre değişmektedir. Buna göre bakanlıklar tarafından tesis edilen düzenleyici işlemler ile kamu kurumları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları tarafından çıkartılan ve ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlere karşı Danıştay’da dava açılacaktır. Ancak, kamu kumu veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının ülke çapında uygulanmayan düzenleyici işlemlerine karşı ilgili işlemin uygulanacağı yerdeki idari mahkemede dava açılır. Düzenleyici işlemlerin tamamı veya bir bölümü için iptal davası açılabilir. Sadece düzenleyici işlemin iptali için dava açılabileceği gibi, düzenleyici işlem esas alınarak yapılan idari işlemle birlikte düzenleyici işlemin iptali de istenebilir.
Bir idari işlemin ne zaman kesinleştiğine dair kesin olarak açıklama yapmak mümkün olmamakla birlikte, Danıştay 3.Dairesi’nin 17.10.1991 tarihli bir kararında, idari işlemin kesin ve yürütülmesi zorunlu sayılabilmesi için hukuk düzeninde etki gösterebilecek son aşamaya gelmiş olmasını ölçüt olarak almıştır. Buna göre bir idari işlem, idari makam tarafından tesis edilip hukuk düzeninde sonuç doğurduğu anda kesinleşmiş olmaktadır.
Araç satışının iptali davası, araç tescilinin terkini davaları gibi bir araç satın aldığınızda aracın ayıplı veya kusurlu olması durumlarında veyahut aracın üzerindeki hacizler vasıtasıyla üçüncü kişiler tarafından zaptı durumlarında açılabilir.
Hukuk fakültesinden mezun olan, bir yıllık avukatlık stajını tamamlamasının ardından avukatlık ruhsatını alan her avukat kendi isteği doğrultusunda idare hukuku alanında uzmanlaşabilir ve idari dava avukatı olabilir.